10 adımda marka olma kılavuzu

              Marka olmak başlı başına bir süreçtir, renkler, şekiller, marka yapısı bir bütünün ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken parçalarıdır.

1) İsim ve Logo seçimi : 

Marka algısında en önemli unsur ad seçimidir. Bu nedenle seçilen ad, markanın ürün özellikleriyle uyuşmalı, akılda kalıcı olmalı ve girdiği pazara uygun olmalıdır.

Eşsiz bir marka yaratabilmek için seçilen ad, alan adı almaya müsait, kolay yazılabilen ve logo ile uyumlu uzunlukta belirlenmelidir.

2) Renk seçimi :

Etkileyici bir marka kendine ait renk sahibi olmalıdır. Bu renk ile misyonunu tamamlamalı ve mesajını vermelidir. 

Sektörü doğal ürünler olan markalar genellikle yeşili, kaliteyi ön plana çıkarmak isteyenler siyahı kullanırken, gıda sektöründe özellikle uyarıcı etki yaratan kırmızının kullanıldığını görürüz.

Sarı ve turuncu, dikkat çekici ve enerjiktir. Aynı zamanda sağlığı ve gençliği temsil eder.

Kırmızı coşkunun rengidir. Uyarıcıdır ve çok enerjiktir. İştah açıcı etkisinden dolayı gıda sektöründe sıkça kullanılır.

Mavi güveni temsil eder, bu nedenle banka ve finans sektörlerinde oldukça popülerdir. Aynı zamanda teknoloji, sağlık gibi “sağlamlık” olgusuna önem veren piyasalarda sıklıkla tercih edilir.

Beyaz sadeliği siyah ise gücü simgeler. Birlikte kullanıldığı zaman bir klasik oluştururlar ve bu nedenle özellikle giyim markaları bu ikiliyi kullanır.

3) Tüm duyulara hitap :

Marka, piyasaya çıktığı anda bir vücut sahibi olur. Bu nedenle tüm duyulara hitap etmeli ve bulduğu vücutta yaşayabilmelidir. Kullanıcı algısında yer edebilmek için bütün uyaranları kullanabilmelidir.

4) Güçlü, etkili ve tutarlı :

Bilinirliğin ötesine geçip piyasada adından söz ettirmek isteyen marka, gerekli alt yapı çalışmaları ile gücünü ortaya koymalıdır. Markanın geleceğe dair yaklaşık tahminlerini ve geçmiş yıllık büyüme oranlarını iyi sentezlemeli, planlarını bu doğrultuda gerçekleştirmelidir.

5) Tarzı olmalı : 

Markaların tutarlı olabilmeleri için, belli bir tarzı benimsemeleri gerekir. Bu şekilde ulaştığı kitlenin aklında yer ederek kalıcı bir etki bırakır.

6) Sosyal olmalı :

Her marka kendi değerini yaratır. Misyonuna uygun dostluklar kurması ve etkinliklere katılması, markayı sosyalleştirir ve kitlesini çeşitlendirir. Bir takım sosyal aktivite veya sosyal sorumluluk projeleri ile yapılacak ortaklıklar, markanın sempati kazanmasına sebep olabilmektedir.

7) Duyguları harekete geçirmeli : 

Marka algısını yaratırken yardımcı olabilecek en önemli şey kendini kullanıcı yerine koyabilmektir. Ona dokunabilecek, hislerini harekete geçiren bir tutum sergileyebilmek esas olmalıdır. 

Bir markanın vurucu olabilmesi için, etki alanına giren kişilerin duygularını harekete geçirmesi gereklidir ve bunu reklamlarla ve projelerle desteklemelidir.

8) Etkileyici hikayesi olmalı :

Geçmişi, hikayesi olan markalar, kullanıcılar üzerinde bir bağ kurarlar. Kendinden sıklıkla bahsettirmek isteyen markaların bir hikaye temeline dayanması, daha önceki maddelerde bahsettiğimiz gibi duyguları uyandıracak ve kişilerin hayatlarından bölümler bulmalarını sağlayacaktır.

9) İnovatif olmalı : 

Genişleyen piyasada yer bulabilmek ve mevcut yerini kaybetmemek isteyen markalar, yeniliklere her daim açık ve girişken olmalıdır. Kendi çizgisini bozmadan, gelişen ve yenilenen teknolojiye ayak uydurmalı bu gelişmeleri kendi lehinde kullanmalıdır. Yakın geçmişte çöküşünü izlediğimiz piyasa devlerinin hatalarından dersler almak gerekir.

10) Fan kazanmalı : 

Sosyal medya üzerine artan takipçi sayısından ziyade reelde hayran sahibi olabilen markalar, ayakta durur ve her koşulda tutunmayı başarırlar.

Kendini benimsetebilen markalar için hayranları adeta gönüllü reklam kaynağıdır. Son zamanlarda sıkça gördüğümüz Coca Cola, Apple, Facebook gibi markaların logoları ile basılmış olan kıyafetler kullanıcılar tarafından reklam yaptığından habersiz olmaksızın giyilmektedir. 

Haber Kaynağım :  
Seda Sipahi (Sosyal Medya Yöneticisi)
http://blog.turkcell.com.tr/