İlk kurulduğu zamanlardan beri Facebook’a fotoğraf yükleniyor. Hatta
vaziyet öyle bir hale geldi ki Facebook, Twitter ve diğer sosyal ağlar
için özel profil fotoğrafı çekimleri yapılıyor.
E fotoğraflar çekiliyor
da öylece bilgisayarda mı kalıyor? Tabii ki hayır. Onları Facebook’a
yüklüyor ve diğer insanlar beğensin diye bekliyoruz. Buraya kadar her
şey normal.
Bir de işin diğer kişiler ile çekilen fotoğrafları kapsayan yanı var.
Mesela bizim hala kızıylan bir fotoğraf çekilmişiz ve ben bunu
Facebook’a atıyorum. Fotoğraf yükleniyor vee Facebook şak diye hala
kızını tanıyıp “etiketleyeyim mi üstad” diye soruyu soruyor. Bu seni de
kıllandırmıyor mu? Facebook benim hala kızını nasıl bu kadar kolay
tanıyor? Bu yüzü nerden biliyor?
Açıkçası uzun süredir merak ettiğim bir konuydu ve araştırmaya pek
vakit bulamıyordum. Sonunda öğrendim ki Facebok bu yüz tanıma
işini acayip önemsiyor.
Hatta öyle ki yılda 60 milyon dolar yakın parayı
bu işe harcıyor. Ayrıca geçenlerde de yeni yüz tanıma sistemi
Deepface’i duyurmuş.
Deepface henüz Facebook sistemine entegre edilmedi lakin biraz daha
eksik bir versiyonu hali hazırda Facebook’a bağlı ve şu anda çalışıyor.
Sistemin çalışma prensibi ise anlamak açısından basit, uygulamak
açısından zor şekilde işliyor.
Facebook’a bir fotoğraf yüklediğinde
sistem onu tamamen analiz edip dijital ortamda bir modellemesini
çıkarıyor. Daha sonra bu modellemeyi kullanarak yüz hatlarının ölçüsünü
çıkarıyor ki seni tanıyabilsin.
Tüm bu ayrışımları yaptıktan sonra da bu bilgileri veritabanına
kaydediyor. Bu işlemi hepimize yaptığı için çok daha kolay bir şekilde
arkadaşlarımıza da uygulayabiliyor. Ayrıca farkettiysen Facebook bir
yüzü tanıyamadığı zaman “bu kim” diye sorar.
Cevabını doğru verdiğinde
de “öğrenebilen yapay zeka” bunu o kişinin yüz bilgilerine kaydederek
saklar ki ileride tekrar kullanabilsin. Üstelik Deepface sayesinde sistemin yakalayacağı doğruluk oranı da %97 dolaylarında. Yani neredeyse bir insanınkiyle aynı!
Peki
Facebook’ta dönen dümen sadece bunula mı sınırlı?
Elbette hayır. Sevgili arkadaşım Mark’ın parayı ne kadar seven bir adam olduğunu biliyoruz. Facebook’un da en büyük gelir kaynağı reklamlar.
Elbette hayır. Sevgili arkadaşım Mark’ın parayı ne kadar seven bir adam olduğunu biliyoruz. Facebook’un da en büyük gelir kaynağı reklamlar.
E hal böyle
olunca da Facebook reklam dünyasının en büyük ve en akıllı devi olmak
istiyor. Bu nedenle fotoğraflarımızı, sohbetlerimizi, durum
güncellemelerimizi, sevdiğimiz müzikleri, paylaştığımız görselleri,
linkleri ve bilimum bilgiyi sürekli analiz edip reklamlara göre
yorumluyor. Bu şekilde kişiye özel reklam uygulamasına olabildiğince
yakınlaşıyor.
Peki buna karşı tepki koyulmuyor mu?
Koyuluyor.
Facebook’un elinde hayal edemeyeceğin kadar önemli veri var. Bu veri
her amaçla kullanılabileceği için büyük kurumlar, kuruluşlar ve
devletler tarafından sürekli izleniyor.
Hatta söylenenlere göre ki
büyük ihtimalle doğru bu bilgilerin büyük kısmı Amerikan devleti ile
paylaşılıyor. Elbette bunun farkında olan insanlar var ve bu duruma göre
haklarının kullanıp tepkilerini koyuyorlar.
Bunun en güzel örneği de
Avrupalılar. Mesela Irlanda Veri Koruma Komisyonu ve Hamburg Veri Koruma
Otoritesi Facebook’tan yüz tanımlama programlarına ait tüm bilgileri
Avrupa kullanıcıları için veri tabanından silmesini sağladı.
Hee bu arada paranoyakça gelebilir ama Facebook bile bunları
yapabiliyorsa istihbarat birliklerinin neler yapabileceğini düşün derim.
Sence otobüste, parkta gördüğün kameralar o kadar masum mu?
Yoksa Person of Interest gerçek mi?
Sence otobüste, parkta gördüğün kameralar o kadar masum mu?
Yoksa Person of Interest gerçek mi?